KIBRIS SORUNU
KIBRIS SORUNU

ADA’NIN COĞRAFİ KONUMU

  • Kıbrıs Akdeniz’in üçüncü büyük adasıdır.
  • Kuzeyinde 65 km mesafe ile Türkiye,
  • Doğusunda 112 km mesafe ile Suriye, 267 km ile İsrail, 162 km ile Lübnan;
  • Güneyinde 418 km ile Mısır;
  • Kuzey batısında ise 965 km ile Yunanistan yer almaktadır.

*Kıbrıs Adası’nın yüzölçümü 9250 km².

*KKTC’nin toplam yüzölçümü 3355 km² dir.

Ada’nın üçte birine  karşıt gelir.

*Yaklaşık olarak ada sahillerinin yarısı KKTC sınırları içerisindedir.

*Ekilebilen % 45’lik verimli arazinin % 20’si sulanmaktadır. KKTC genelinin % 20’si ormanlık olup yoğun bir ağaçlandırma programı devam etmektedir.

TARİHSEL SÜREÇ

Kıbrıs’a, ilk ayak basanlar  bazı tarihçilere göre Avrupa’dan, bazılarına göre ise Asya’dan gelen insanlar olmuştur. Ada, eski çağlarda Hititler’den, Mısırlılar’a ve Antik Yunanlar’a, birçok medeniyetin yönetimine girmiştir.

Milattan önce 58 yılında  ada Romalılar tarafından alınmış, ve 350 sene boyunca Roma İmparatorluğu kontrolünde kalmıştır. Milattan sonra 395’te, Bizans İmparatorluğu’nun bir parçası olmuş ve putperestlikten yavaş yavaş Ortodoks Hıristiyanlığa kaymıştır.

Bir süre Hitit egemenliğinde kalan ada, Yunanistan’daki Akalar tarafından kolonileştirilmiş, daha sonra sırasıyla Roma ve Bizans hakimiyetine girmiştir.

1571 yılında Türkler tarafından fethedilmiş, 1878 yılında Osmanlı İmparatorluğu’ndan yıllık 500,000 Amerikan doları karşılığında İngilizler  tarafından kiralanmış,  1914 yılında da  işgal edilmiştir.

  • Kıbrıs, II. Selim zamanında, 1571 yılında, Venedik Cumhuriyeti’nden alındı.
  • Ada’da 1571 – 1878 arasında, 308 yıl kesintisiz Türk Yönetimi egemen oldu.

1877-1878  Osmanlı – Rus Savaşı’nı Osmanlı Devleti kaybedince, bir Rus Ordusu Tuna’yı atlayıp, Yeşilköy Havaalanı’na (Aya Stefanos) kadar geldi. Diğer bir Rus Ordusu da  Kafkasya üzerinden  inip  Trabzon’a  kadar olan Doğu Karadeniz bölgesini işgal etti.

Bu gelişmelerin kendi çıkarlarıyla çeliştiğini gören İngiltere Osmanlı devletine başvurdu ve:

  • Boğazların tehlikeye girdiğini, *bu yoldan Rusya’nın Akdeniz’e inebileceğini, 
  • *böylece Hindistan yolunun tehlikeye girebileceğini,
  • Bu durumun İngiltere için büyük tehlike yaratacağını ifade ederek, bir teklif sundular.

Bu teklifi değerlendiren Osmanlı Devleti 4 Haziran 1878 tarihinde, İngiltere  ile “İstanbul Alaşması”’nı imzaladı.

Buna göre:

  • Rusya, Batum, Ardahan, Kars’ı işgal altında tuttuğu sürece, Osmanlı Devleti’ni savunma yükümlülüğünü İngiltere  üstlenmiştir.

Buna karşılık Osmanlı Devleti:

  • Osmanlı azınlıkları için ıslahat yapacaktır.
  • İngiltere’nin Osmanlı devletine karşı  edinimini yerine  getirebilmesi için, Kıbrıs’a asker çıkarmasına ve Ada’yı idare etmesine izin verecek,
  • İngiltere her yıl Osmanlı Devleti’ne 500.000 dolar  Kira bedeli ödeyecek.
  • Ada’nın mülkiyeti Osmanlı Devleti’ne ait olacaktır.

1 Temmuz 1878’de ise ilk anlaşmaya  ek olarak yeni bir anlaşma daha imzalandı.

            Buna göre:

  • Ada’da Müslümanlara Şer’i mahkemeler bakacaktır.
  • Evkaf idaresi sürecektir.
  • İngiltere Ada gelirlerinden  giderleri  karşılayacak, artanını  Osmanlı Devleti’ne 
  • Devlet ve padişah mallarına  ilişkin tasarruflar, geçmişte  olduğu  gibi gene yapılabilecektir.
  • Rusya, Kars ve Ermenistan’da  işgal ettiği yerleri boşalttığı takdirde, İngiltere   de Ada’yı boşaltacaktır.

Böylece İngiltere, kiracı olarak Kıbrıs’a çıkıyordu!!!!!!

  • Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti Müttefik Devletler safında savaşa katıldı.
  • Bunun üzerine karşı cephedeki İngiltere;

            5 Kasım 1914’ te yayınladığı “ KRALLIK KONSEYİ

            EMİRNAMESİ ” ( Order  in Council)  ile ,               KIBRIS’ı ilhak ettiğini  ilan etti.

  • Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’nı kaybetti. Arkasından gelen Kurtuluş Savaşı  sonunda ise konu Lozan’da  görüşüldü.
  • LOZAN SÜRECİ

    md.20:

            Türkiye İngiltere’nin Kıbrıs’ı ilhakını tanıdı.

             md.21:

    *İlhak  günü Kıbrıs’ta yerleşik olan Türk uyruklular,     artık  İngiliz    uyruğuna  geçebileceklerdi.

             * Bunlar  arasından isteyenler  2 yıl içinde Türk vatandaşlığını seçebilecekler  fakat  bu takdirde  de     1 yıl içinde Kıbrıs’ı terk edeceklerdi.

  • Böylece Kıbrıs’ın  egemenliği hukuken İngiltere’ye geçmiş oldu.
  • İngiltere 10 Mart 1925’te  Ada’yı “Taç Kolonisi”ne  çevirdi. Yüksek Komiser  gitti, yerine  VALİ 
  • Artık Kıbrıs bir İngiliz kolonisidir .
  • Kıbrıs, Hindistan yolunun güvenliği nedeniyle önemliydi. Hindistan bağımsız olunca (15.08.1947), bu önem azalmadı. İngiltere  1948’de  Filistin’den çekilince, Kıbrıs’ın  önemi daha da arttı.
  • Aradan 2 yıl geçti. 1950’den itibaren , Kıbrıs İngiltere’nin Ortadoğu’daki askerî üssü oldu.
  • 1956 Süveyş Krizi sonrasında da Ada, İngiltere için yaşamsal önemini korudu.

1923 – 1950 DÖNEMİ:

  • Osmanlı Devleti’nin iskân politikası sonucu olarak Ada’ya Türklerden çok Rumlar  göçmüş  ve               zaman içinde Ada’daki Rum nüfus Türk nüfusun           5 katına kadar çıkmıştır.
  • Osmanlı Devleti, unsurları arasında hiçbir  fark gözetmediği için, bu durumdan da bir rahatsızlık duymadı. 
  • Fakat zaman içinde Rumlar, Kıbrıs üzerindeki nüfuslarının  Türklerden  daha  çok olması nedeniyle  ve sadece bu  noktaya  dayanarak, Kıbrıs’ı Yunanistan’a  bağlayabilecekleri  fikrine  saplandılar.
  • Bunu gerçekleştirmek için ise Ada yönetimine, yani İngilizlere karşı  terör eylemlerine başladılar.  Amaçları İngiliz yönetimini  bıktırıp, Ada’yı terk etmelerini sağlamaktı. Sonra da yüzlerini Türklere çevireceklerdi.
  • Kıbrıs rumlarının, İngilizlere karşı terör eylemlerine girişmesi, Türkiye tarafından

            dikkatle ve endişeyle izlenmeye başlandı…

            Türkiye’nin bölgedeki dengelerin bozulmasına izin vermeyeceği belliydi ama,

    terör   Türklere   yönelinceye   kadar  Türkiye olayları   sadece   gözlemlemekle   yetindi…

  • İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra pek çok sömürge, “Self-Determinasyon” (Halkların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etme hakkına sahip oldukları görüşü) sonucu bağımsız olmuştu.
  • Rumlar, bu hakkın Kıbrıs’a da tanınmasını istemeye başladılar.

 Yunanistan Diktatörü Mareşal Papagos

              meseleyi Birleşmiş Milletler’e taşıdı 

      ve 16 Ağustos 1954 yılında başvuruda

      bulunarak , “Self Determinasyon”

      hakkının Kıbrıs halkına da verilmesini

      resmen talep etti.

     1957’ye kadar 4 kez bu talep       tekrarlandı…

  • TÜRKİYE’DE SULAR ISINMAYA BAŞLADI…
  • Oysa “Self Determinasyon” ilkesi kadar geçerli bir başka ilke daha vardır:
  • “Ahde Vefa” (Pacta Sund  Servanda) ilkesi.

   “ Devletler  yaptıkları antlaşmalara  sadık  kalmalıdırlar….”

   “ Lozan, bu anlamda önemli bir antlaşmadır  ve yürürlüktedir. Onun hükümlerine  de uymak gerekir.” 

İngiliz Tezi:

  • İngiltere, Londra’da “Doğu Akdeniz’in                 Siyasal ve Savunmaya İlişkin Sorunları “ konulu                     konulu bir konferans düzenledi.
  • Konferans 29 Ağustos 1955’te  açıldı.
  • İngiliz Dışişleri Bakanı Mac Millan ,

             “Ada’nın tümü İngiltere’nin yönetiminde olmalıdır”    görüşünü savundu.

Yunanistan Tezi:

Yunan Dışişleri Bakanı STEFANOPULOS

ise “Kıbrıs halkına ‘Self Determinasyon

Hakkı’ Tanınması gerektiği” hususunda  ısrar  etti.

Ayrıca,  bu takdirde “İngiliz askerlerinin Kıbrıs’ı boşaltmaları da gerekmeyecektir…” diye  de  ekledi.

YUNANİSTAN  İNGİLTERE’YE  PEŞİNEN

RÜŞVET  TEKLİFEDİYORDU. 

Türk Tezi:

  • Türkiye, mevcut statükonun devamından  yana olduğunu, Türk

            Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun               ağzından ifade etti:

     Buna göre:“İngiltere  Ada’dan çekilecekse, Ada’yı eski sahibine iade eder, öyle gider.

     Biz Türkiye olarak mevcut statünün devamından, yani İngilizlerin Ada’da kalmalarından yanayız” dedi. 

  • Konferans’tan belli bir mutabakat çıkmadı.

            Taraflar görüşlerinde ısrar ettiler. Görüşler belli olmuştu.

  • Londra Konferansı’nın sonuçsuz dağılmasından bir hafta kadar sonra, 6-7 Eylül olayları patladı.
  • Türk toplumu iyice gerilmişti ve sık sık       “Ya Taksim, Ya Ölüm” mitingleri yapılır olmuştu.
  • Ada’da terör devam edince,
  • 9 Mart 1956’da 
  • Başpiskopos Makarios
  • İngilizler tarafından
  • Seyşel Adaları’na sürüldü.
  • Mart 1957’de ise  MacMillan Hükümeti, Makarios’un sürgün kararını kaldırmak  zorunda kaldı  ve  Makarios, bir savaşın muzaffer galibi gibi   Ada’ya  tekrar  döndü…
  • Bu sonuç Rumları daha da şımarttı
  • Bu gelişmeler üzerine de 1 Ağustos 1958’de TMT,  ‘Türk Mukavemet Teşkilatı’’ kuruldu.
  • Nihayet Türkiye ile Yunanistan arasında
  • 1958 yılında kapsamlı görüşmeler başladı.
  • Menderes ve Karamanlis Hükümetlerinin
  • bu girişimi sonuç verdi ve nihayet
  • 11 Şubat 1959’da Zürih Antlaşması paraf edildi.
  • Bir hafta kadar sonra da, 19 Şubat 1959’da
  • Londra Antlaşması imzalandı.
  • Bu antlaşmalar uyarınca da bağımsız bir
  • Kıbrıs Devleti kuruldu.
  • 16 Ağustos 1960, “Kıbrıs Bağımsızlık Günü” ilan edildi.
  • Bağımsız Kıbrıs Devleti kurulmuştu.

KIBRIS CUMHURİYETİ ANAYASASI’NIN ÖNEMLİ MADDELERİ:

  • “Kıbrıs Devleti Başkanlık rejimiyle yönetilen bir cumhuriyettir.” (md. 1-4)
  • Cumhurbaşkanı Rum, Yardımcısı Türk olacaktır. Her biri kendi toplumu tarafından ve 5 yıl süre ile seçilecektir.
  • Resmî diller Rumca ve Türkçedir. (md.2-3).
  • Bayrak rengi tarafsız olacaktır.
  • Bakanlar Konsey’i 7 Rum + 3 Türk’ten oluşur. (md. 5)
  • Bakanları Cumhurbaşkanı ve Yardımcısı seçer. (md.5)
  • Dışişleri, Savunma ve Maliye Bakanlarından biri Türk olacaktır. (md.25)
  • Kararlar mutlak çoğunlukla alınır. Başkanların veto hakkı vardır.
  • Yasama yetkisi Temsilciler Meclisi’ne aittir ve Meclis’in %70’i Rum, %30’u Türktür. Süresi 5 yıldır.
  • Ada’da 2 cemaatin var olduğu kabul edilmiştir. Her cemaatin bir Meclisi vardır.
  • Kamu Hizmeti verenlerin %70’i Rum, %30’u Türktür. (md.11)
  • Cumhuriyet Ordusu 2000 kişidir ve % 60 Rum, %40 Türktür.
  • Güvenlik Kuvveti 2000 kişidir. (%70 Rum, %30 Türk).
  • Yüksek Mahkeme 4 yargıçtan oluşur: 2 Rum, 1 Türk, 1 Tarafsız Güvenlik Kuvveti 2000 kişidir. (%70 Rum, %30 Türk).
  • Yüksek Mahkeme 4 yargıçtan oluşur: 2 Rum, 1 Türk, 1 Tarafsız Yargıç.
  • 5 Büyük Şehirde, ayrıca Türk Belediyeleri de kurulacaktır.
  • Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tamamen veya kısmen bir başka ülkeyle birleşmesi veya Ada’nın ikiye bölünmesi yasaktır. (Böylece ENOSİS yasaklanıyordu.
  • Kıbrıs Cumhuriyeti Ordusunu eğitmek için üçlü karargah kurulacak(m.3,4)
  • 950 Yunan subay, assubay,er
  • 650 Türk subay,astsubay,er
  • Karargah komutanlığı bir yıl ve dönüşümlü
  • GARANTİ ANLAŞMASI: Mad.4
  • “Bu anlaşmanın hükümlerinin ihlali durumunda Yunanistan, İngiltere ve Türkiye
  • Bu hükümlere uyulmasını sağlamak için gerekli olan teşebbüs ve tedbirler konusunda birbirine danışmak yükümünü yüklenir.
  • Ortaklaşa veya uyumlu bir hareket (Common or Concerted action) mümkün olamıyorsa, garantör üç güçten her biri, bu antlaşmalarla yaratılan düzeni (STATE OF AFFAIRS) yeniden kurmak münhasır amacıyla (WITH THE SOLE ARM) harekete geçmek hakkını saklı tutar.
  • (RESERVES THE RIGHT TO TAKE ACTION).
  • (İŞTE BU MADDEYE DAYANARAK KIBRIS’TAYIZ)
  • TÜRK DIŞİŞLERİ BAKANI FATİN RÜŞTÜ ZORLU
  • “İNGİLTERE GİDECEKSE, ASIL SAHİBİNE İADE ETMELİ”
  • STATÜ DEVAM ETMELİ” TEZİNİ SAVUNDU.
  • Ancak 1963 yılında Rumlar Anayasa’yı tek taraflı olarak değiştirmeye kalktıklarında toplumlararası çatışma çıkmış ve Kıbrıslı Türkler Kıbrıs Cumhuriyeti’nden atılmışlardır.
  • Toplam 103 Kıbrıs Türk köyü boşaltılmış ve Kıbrıslı Türkler adanın yüzde 3’ünü oluşturan enklavlarda yaşamaya zorlanmışlardır.
  • SORUNLAR BAŞLIYOR:
  • Vergi Kanunu,
  • Ordunun oluşturulması,
  • Ayrı Türk Belediyelerinde konularında uyuşmazlık.
  • Makarios anayasa’nın değiştirilemez 13 maddesini değiştirme talebinde bulundu.
  • Reddedilince tek yanlı uygulamaya koydu. 
  • ÇATIŞMA BAŞLIYOR:
  • Türkler Kamu hizmetlerinden dışlandılar 1963-1974 arasında, Türkler % 3 toprakta  yaşadı.
  • 1963 çatışmaları üzerine BM müdahale etti
  • BM Konseyi 4.3.1964’te 186 sayılı kararı aldı. (KANLI NOEL)
  • Erenköy Savunması
  • 1964 jetler Lefkoşe’yi vurdu.                           İNÖNÜ – JOHNSON MEKTUBU MESELESİ
  • 15 Temmuz 1974 günü EOKA-B Makarios’a Darbe yaptı
  • SAMPSON Cumhurbaşkanı oldu.
  • ECEVİT-CALLAGAN-ATİNA
  • 20 Temmuz 1974-Müdahale (1.Harekat)
  • GİRNE (Karaoğlan Pilajı)

1974 yılında adayı Yunanistan’a bağlama amaçlı ve Yunanistan destekli bir darbenin ardından Türkiye adaya müdahale etmiştir.

Müdahalenin ardından ada Kıbrıslı Türkler’in yaşadığı kuzey ve Kıbrıslı Rumlar’ın yaşadığı güney arasında ikiye bölünmüştür.

1975 Yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulmuştur.

  • CENEVRE KONFERANSLARI: (TEMMUZ-AĞUSTOS 1974)

   1.CENEVRE KONFERANSI: 25-30 TEMMUZ 1974

            *TÜRKİYE-YUNANİSTAN-İNGİLTERE  ORTAK BİLDİRİSİ

                     * ATEŞKES.                                                                                           *GÜVENLİK  BÖLGESİ.                                                                                         *RUM TARAFINDAKİ  TÜRK KÖYLERİNİN                                    ABLUKASINI KALDIRMA.

  • CENEVRE KONFERANSI: 08-14 AĞUSTOS 1974
  • AMAÇ: KIBRISIN SİYASİ GELECEĞİNİ KARARLAŞTIRMAK
  • HİÇBİR SONUÇ ALINMADI VE (5 KATILIMCI BM GENEL SEKRETER TEMSİLCİSİ MR GUYER, BM GENEL SEK KURT WALDHEIM)
  • .
  • KONFERANSTA MAVROS’UN TUTUMU DEĞİŞTİ UYUŞMAZ BİR TAVIR SERGİLEDİ.
  • SEBEP: İNGİLTERE VE CALLAGHAN.(KIBRISTAKİ İNGİLİZ ÜSLERİ TEHLİKEYE GİRER ENDİŞESİ) “ŞİMDİLİK KIBRIS TÜRKLERE ESİR…AMA ASKERİ ADAYI YAKINDA BOŞALTMAZSA, TÜRK ASKERİ KIBRIS’A ESİR…
  • MAVROS SANDI Kİ, İNGİLTERE 2.HAREKATA ENGEL OLUR.
  • PHANTOMLAR
  • GURKALAR
  • KARAMANLİS YÖNETİMİNE BATIDAN DESTEK
  • KONFERANS
  • RAUF DENKTAŞ . CLERİDES
  • SOVYETLER BİRLİĞİ: “ADA, NATO ÜSSÜ OLMASIN”
  • ABD:”ADA SOVYET NÜFUZUNA GİRMESİN”
  • RUMLAR “CENEVRE KONFERANSLARINI SADECE ATEŞ-KES”
  • TÜRKLER “ ANAYASA DÜZENİ ADA’DA YENİDEN KURMA”
  • RUMLAR “22 TEMMUZ’DA ATEŞ KESİLDİ.TÜRKLER 22 TEMMUZ SINIRINA ÇEKİLSİN”
  • CENEVRE Konferansları – SONUÇSUZ
  • HAREKAT 14 AĞUSTOS 1974
  • TÜRKLER KUZEYE, RUMLAR GÜNEYE
  • ŞUBAT 1975 “KIBRIS TÜRK FEDERE DEVLETİ’Nİ” İLAN ETTİ
  • GÖRÜŞMELER SONUÇSUZ KALINCA
  • 15 KASIM 1983 “KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ”
  • CENEVRE KONFERANSI: 08-14 AĞUSTOS 1974
  • AMAÇ: KIBRISIN SİYASİ GELECEĞİNİ KARARLAŞTIRMAK
  • HİÇBİR SONUÇ ALINMADI VE (5 KATILIMCI BM GENEL SEKRETER TEMSİLCİSİ MR GUYER, BM GENEL SEK.KURT WALDHEIM)

1983 yılında ise                                                  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti                           ilan edilmiştir.

*İlk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’tır.
*Nisan 2003’te, kuzey ile güney arasında,  30 yıl          aradan sonra “geçiş noktaları” açılmıştır.                                          *24 Nisan 2004’te Kıbrıslı Türkler, adayı birleştirmeye yönelik Annan Planı’nı kabul etmişlerdir.                                                        *Ancak Kıbrıslı Rumlar planı reddetmişlerdir.                    *1 Mayıs 2004’te Rum tarafı, Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında ve tüm adayı temsilen Avrupa Birliği’ne girmişlerdir.

  • AB’YE KATILIM
  • GÜNEY KIBRIS RUM YÖNETİMİ, 1990 LARA GELİNİNCE AB SÜRECİNİ YAKINDAN TAKİP ETTİ VE AVRUPA BİRLİĞİNE “KIBRIS” ADIYLA TAM ÜYELİK BAŞVURUSU YAPTI.
  • TÜRKİYE VE KIBRIS TÜRK TARAFI, BU TÜR BİR BAŞVURUSUNUN 1959-1960 ANTLAŞMALARINA AYKIRI OLDUĞUNU SÖYLEYEREK TEPKİ GÖSTERDİ.
  • FAKAT, AB KOMİSYONU, İTİRAZLARA RAĞMEN RUM YÖNETİMİNE BİR AB PERSPEKTİFİ ÇİZDİ
  • BU PERSPEKTİFİN SON DÖNEMECİNE GİRİLDİĞİNDE BM GENEL SEKRETERİ ANNAN, BİR ÇÖZÜM ÖNERİSİ YAPTI.BU ÖNERİ 11 KASIM 2002-10 ARALIK 2002, 26 ŞUBAT 2003  TARİHLERİNDE DEĞİŞTİRİLDİ.
  • ANNAN PLANLARI
  • KENDİNE ÖZGÜ FEDERASYON
  • İçerde Yetkilerin Paylaşımı
  • AB ilişkilerinde:Belçika Modeli
  • “COMPREHENSIVE SETTLEMENT”
  • TÜRK TARAFI: MD.4 KALMALIDIR (ADAYA MÜDAHALE)
  • KIBRIS RUM TARAFI: ADA SİLAHTAN VE ASKERDEN ARINDIRILMALIDIR.