Türkiye”nin 1930″lara doğru devletçilik yönünde değişen ekonomi politikasına bağlı olarak hükümet denetiminde kurulan ve yerli malı kullanımı ile tasarrufu özendirirken yeni ekonomi politikasının halka benimsetilmesinde ve propagandasında işlev gören dernektir. 1929 Büyük Bunalımı Türkiye”yi öncelikle Türk parasının değerindeki düşmeyle etkilemiştir. 1929 yılında meydana gelen spekülatif ithalat artışı sonucunda dış açığın yüzde 100″den fazla büyümesi, dünya ticaretindeki daralma, tanm ürünlerinin uluslararası fiyatlarında yaşanan düşüşler bu gelişimin nedenlerindendir. Türkiye ekonomisi dışa kapanmaya başlamış, 1929 sonrasında Türkiye ekonomisi için yeni bir dönem, devletçilik başlamıştır.
Lozan Anlaşması”nm gümrük vergileri üzerindeki sınırlayıcı hükümlerinin kalkması ve Bunalım koşullarının etkisiyle Türkiye ekonomisi dışa kapanmaya başlamış ve özellikle un, şeker ve kumaş gibi sanayi mallarından başlayan ithal ikameci yatırımlara hız verilmiştir. Tarım sektörünün dış ticaret gelirinin % 83″ünü sağladığı ve en gelişmiş sanayi sektörü olan tekstilde yurt içi talebin % 25″inin karşılanabildiği ekonomik yapıda, dış ticarette korumacılık ve kambiyo denetimleri etkinlik kazanmıştır.
12 Aralık 1929 gübü başbakan İsmet (İnönü) Paşa”nın milli para krizi konusundaki konuşmasıyla değişeceğinin işareti verilen ekonomi politikasına bağlı olarak Teşvik-i Sanayi Kanunu, Gümrük Tarife Kanunu, Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun, Ticarette Tağşiş”in Men”i ve İhracatın Murakebesi ve Korunması Hakkında Kanun, Ticaret Mukavelesi ve Modüs Vivendi Aktedmeyen Devletler Ülkesinden Türkiye”ye Yapılacak İthalata Memnuiyetler veya Tahdit veyahut Takyitler Tatbikine Dair Kanun”un çıkartılması, Merkez Bankası”nın kurulmasıyla yerli sanayi geliştirilmeye çalışırken korumacı gümrük politikası ve ihraç mallarının kalitesinin artması ve standartlaşmasını sağlama çabalarıyla ithal ikameci yapılanma yolunda adımlar atılmıştı.
18 Aralık 1929″da, daha önce yabancı sermaye düşmanı görünmemek için benimsenmeyen Fuat (Umay) Bey”in tasarruf ve yerli mal kullanımını özendirme amaçlı dernek kurma önerisi yeni politikayla uyumlu olduğundan gerçekleştirilmiş, Atatürk”ün himayesinde, TBMM başkanı Kazım (Özalp) Paşa başkanlığında, iş Bankası Genel Müdürü Celal Bayar, Ziraat Bankası Genel Müdürü Şükrü Ataman ve Emlak Bankası Genel Müdürü Hakkı Saffet Tm”ın da katılımıyla Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti kurulmuştur. Cemiyet devletin üst düzey yöneticilerinin katılımıyla tanıtılmış, tasarruf ve yerli malı kullanımı konusunda örnek olmak üzere Atatürk misafirlerine çay kahve ikram etmeyi kaldırmıştır.
Türkiye”nin Dünya Bunakmı etkisiyle de iç kaynaklarına yönelmesiyle özel tasarrufların arttırılması ve tasarruf alışkanlıklarının değiştirilerek banka sistemine dahil olması önem kazanmıştı. Geleneksel tasarruf biçimlerinin değiştirilmek istenmesi de önemli hedeflerden biriydi. Bu alanda dönemin önde gelen iktisadi kurumlarından biri olan İş Bankası, 1928 yılında Kumbara Seferberliği ilan ederek tasarrufları teşvik etmeye başlamış, 25 Aralık 1929 tarihini Tasarruf Günü ilan etmişti.
Türk Lirası”nın değerine istikrar kazandırılırken, birikimlerin ulusal bankalara yatırılması konusunda yoğun bir propaganda hareketi başlamış, “Bankada Türk Paran Var mı? Korkma Çünkü Türk Parası En Sağlam Paradır”, “Paranı Milli Bankalara Yatır ve Üret” gibi ilanlarla halk, tasarruflarını bankalara yatırmaya çağrılmıştı. Tasarruf ortamını hazırlamak amacıyla 1930 yılında Tasarruf Sandıkları Kanunu, 1933 yılında Mevduatı Koruma Kanunu, 1936 yılında Bankalar Kanunu çıkarılmıştır. Evde saklanan paranın ekonominin yararlanabileceği alanlara çekilmesi ve insanlara tasarruf alışkanlığı kazandırmak amacıyla kumbara çekilişleri yoluyla tasarrufu teşvik ikramiyeleri uygulaması başlatıldı. İş Bankası”nın ardından Ziraat Bankası da 1930 yılının Haziran ayında kumbara çekilişlerine başlamıştı. Bankalardaki mudi sayısı 1920 yılında 1813 kişi iken 1935 yılında 180 bin kişiye ulaşmıştı.
Cemiyet kitleleri tasarrufa yönlendirmek, yerli malı kullanımım özendirmek, yerli mallarının kalitelerinin artırılmasını sağlamak yoluyla ekonomik kalkınmaya yardımcı olmak amacıyla propaganda tekniklerinden yoğun biçimde yararlandığı gibi, başlıca etkinliklerini sergiler ve kongreler düzenlemek olarak belirlemişti. İlki 20 Nisan 1930″da Ankara”da açılan Milli Sanayi Numune Sergisi olmak üzere birçok sergi açan Cemiyet, 1931″de Budapeşte”de uluslararası dergide Türk pavyonunu düzenleme görevini de üstlenmişti. Sergilere verilen önemle Ankara”da “Sergievi” de yaptırılarak 1934″de açılmıştı (Ser-oıevı, 1946″da Devlet Opera ve Balesi”ne devredilen yapıydı).Kongrelerin ilki Ankara”da 27 Nisan 1930″da açılan Sanayi Kong-resi”ydi. Cemiyet”in (ilkokullarda olmakla birlikte) en kalıcı uygulamalarından bin de 12-19 Aralık günleri Tasarruf ve Yerli Malı Haftası olarak kutlamaktı. 1934 yılında İsmet İnönü”nün nutkuyla kurumsallaşan Yerli malları haftası, sergiler, kongreler, ödüller ve esnaf ve devlet ricalinin katılımıyla kutlanıyordu. Cemiyet birçok yayınının yanında 1930-1934 yılları arasında iktisat ve Tasarruf Dergisini de yayınlamıştı.
Cemiyet birkaç ay içinde yurt içindeki şube sayısını 273″e yükselterek etkinliğini ülke sathına yaygın hale getirmişti. Ancak Nisan 1931″ de şube sayısı 171″e düşmüştür. Şubelerin kuruluş amacını ve işlerin yürütülme biçimini yakından izleyen Cemiyet merkezi, uygunsuz bulduğu şubelerin kapatılmasını sağlamıştır.Cemiyet genel sekreterine bağlı müşavir müdürlüğe Vedat Nedim Tör”ün atanması ve Şevket Süreyya Aydemir”in Cemıyet”te gösterdiği faaliyet, uygulanan devletçilik politikasının yeni bir siyasal çizgiye çekilmesini savunan ve 1932-1934 yılları arasında yayınlanan Kadro dergisi çevresinde toplanan Kadrocu hareketin üyelerinin de başlangıçta Cemiyet içinde yer bulduklarını göstermektedir.
Cemiyet”in başkanı Kazım Özalp 27 Ekim 1949″da kadar görevde kalmıştır. 28 Haziran 1938″de Cemiyetler Kanunu”na bağlı olarak Cemiyet”in adı Ulusal Ekonomi ve Arttırma Kurumu olarak değiştirilmiştir. 29 Aralık 1947″de ise, Anayasa”nın dilinin değiştirildiği ortamda, “Ulusal” sözcüğü “Milli” haline getirilmiştir.DP iktidarının değişen ekonomi politikasına uyum gösteren Milli Ekonomi ve Arttırma Kurumu, 1951″de başkanlığa DP Ankara milletvekili, İktisat ve Ticaret Bakanı Muhlis Ete”yi getirmiştir. 1939″ da Ankara”da kurulmuş olan Türk Ekonomi Kurumu”nun da başkanı olan Muhlis Ete”nin önerisiyle iki kurum 18 Ocak 1955″de Türkiye Ekonomi Kurumu adıyla birleşmiştir.