Her akşam, gün batımı
Dönerdi teknesiyle
Ve önce şükrederdi
Tanrıya gür sesiyle.
Derdi,Tanrım çok şükür
Karnım bugün de doydu
Sahiden de teknesi
Hemen her gün doluydu.
Uzun, beyaz sakalı
Keskin gözleri vardı!
Murat Reis derlerdi
İyi bir ihtiyardı.
Ana şefkati nedir
Ömrünce hiç bilmedi,
Hele Bey babasını
Çocukken de görmedi.
Bazı günler giderdim,
«Bak dinle oğul» derdi
Oğul» derken gözleri
Ta derinden gülerdi.
«İnsanlara güvenme
İyileri çok azdır,
Bazıları cin gibi
Bazılarıysa kazdır. »
« En iyisi yalnızlık
Ama fazla benimki,
Karım çocuğum olsun
O kadar isterdim ki… »
Çok uzakta, ufukta
Bir nokta gösterirdi,
«Benim için mutluluk
Artık orada» derdi.
Böylesine yalnızdı
Böylesine kimsesiz,
Böylesine kederli
Böylesine çaresiz.
Ömrü böyle geçmişti,
Yarı aç,yarı toktu.
Elindeki tekneden
Başka bir şeyi yoktu.
Bazan efkarlanınca
Kafaları çekerdi,
Yumrukları sıkılı
Bir şeyler kekelerdi.
Gözleri hafif dolar
Kaşları çatılırdı,
İşte o an feleğin
Anası satılırdı.
Bir elinde kadehi
Uzun uzun dalardı
Yalnızlığa küfreder
Yalnızlığa ağlardı.
İnsanlarla konuşmaz
sevmezdi hiç kimseyi,
Tek candan dost bilirdi
Kırık dökük tekneyi.
Yine bir akşam sonu
Kimseye görünmedi
Aniden hastalandı
Sessizce ölüverdi…
Ölümünü duyanlar
Tekneye toplandılar
İhtiyardan söz açıp
Yalandan ağladılar.
Altı yedi yabancı
Akrabayız dediler
Kaldırıp ihtiyarı
Bir tepeye gömdüler.
Gece bir ateş yakıp
Etrafa toplandılar
Güzel şeyler söyleyip
İhtiyarı andılar.
Biri dedi Amcamdı,
Çok çağırdık gelmedi
Nedense insanları
Sevmedi,sevemedi
Bir diğeri atıldı
– Dayımı çok severdim
Her bayramdan bayrama
El öpmeye gelirdim.
Lâfı öteki kaptı
Rahmetli asabiydi
Hiç sevmezdi bizleri
Biraz deli gibiydi.
Derken ağıtlar bitip,
Sıra geldi tekneye,
Nasıl pay etmeliydi
Bu tekneyi yediye?
En iyisi satmaktı
Hep muvafık buldular,
Bir başka balıkçıya
Emektarı sattılar.
Daha sonra, birlikte
Denize gül atıldı,
Ruhu şad olsun diye
Şişeler patlatıldı…