Şu siyah perdeleri
N’olursun kapat
Gökyüzünün mavisini
Gösterme bana…
Masamdaki mektupları
İstersen yırt at,
Duvardaki resmini
Geri ver O’na…
O kitap bana ilk
Hediyesiydi,
Sonu ölümle biten
Bir aşk romanı.
O günler sanki bir
Masal gibiydi,
Şiimdiyse, baştanbaşa
Acı bir anı…
Şu resmin sarısını,
Yırtıver n’olur,
Bana saçlarını
Hatırlatıyor.
o plâğı bırak
Bırak hep çalsın,
O plâğın içinde
Aşkım yatıyor…
Şu mumu da söndür
Sonra git artık,
Selâm söyle O’na
Şansı bol olsun.
Perişan olduğumu
Sakın söyleme,
Hele hastalığımı
Sakın n’olursun…
« Başka bir kız ile
Geziyormuş» de
« Mutluymuş, yakında
Evlenecekmiş… »
Hayır, hayır inanmaz
Başka yalan bul,
Nerde, bilmiyorum de
O evden gitmiş ->
Beni unutmasını
Ardından ekle,
Aşkın yalan olduğuna
İkna et O’nu…
Belki, birden fenalaşır
Birazcık bekle,
Ve, sonra ilâve et
Aşkın yok sonu..
Sen dönene kadar
Eğer ölürsem,
Mezarımı biraz
Genişce kazdır.
Taşının üstüne
İri harflerle
O’nu hep sevdiğimi
Mutlaka yazdır.