Başkent’ten çok uzakta

Başkenti yaşıyorum

Başkent’ten çok uzakta

Ölü bir kalp taşıyorum…

 

Artık bu evrende değilim Kulübem her şeye sımsıkı örtük

içinde ayyaş bir adamım Garipliği ile  iç içe

Garipliği ile kör kütük

 

Senin şerefine kadeh kaldırıyorum her gün

Senin şerefine içiyorum,

Senin şerefine her gün biraz ölüyor

Her gün kendimden geçiyorum.

 

Gözlerimde tütüyor Başkent sokak sokak

Parça parça oluyorum anılarımda,

 Seneler öncesinde eriyip

Darmadağın oluyorum saat dört sularında

 

İşte, Kolej dağılmaya başladı

Birazdan zıplayarak geleceksin

Hiç bir şeyden habersiz

Kim bilir ne kadar bekleyeceksin…

 

Sonra gözlerin hafif dolacak

Gözyaşlarını saklayacaksın,

Belki de utanmayı bırakıp

Hüngür hüngür ağlayacaksın…

 

Sonra içine bir kuşku düşecek

«Yoksa, yoksa» diyeceksin,

İçindeki korkuyu yenemeyip

Koşarak evime geleceksin

 

Benim için  öldü diyecekler sana *

Dün akşamüstü ‘’öldü’’

Size şu mektubu bırakırken

Gözleri sanki göldü! »

 

İçinden bir şey kopacak

Kapıda taş kesileceksin

Boğazına bir şeyler takılacak

Ağlamak isteyeceksin

Ama sesin çıkmayacak…

 

Ben şuan ne duyuyorsam

Sende onu duyacaksın

Belki o an değil ama

O gece hep ağlayacaksın..

 

Ve artık,her okul dağılımında

Yanında olamayacağım,

Elele dolaşamayacağız çiftlik’te

Saçlarını okşayamayacağım…

 

Buna mecburdum sevgilim

Senden kaçmak zorundaydım.

Ciğerlerimi biliyorsun

Ölüme bir kaç durak mesafede idim

Belkide bir kaç adım…

 

 

Artık bu kentte her şeyden uzak

Ölümü bekliyorum.

Kalbim biraz daha yavaşlıyor her gün,

Gitgide zayıflıyorum

Gözlerim gitgide ölgün…

Dün doktor getirdi komşular,

Yakında ölecekmişim

Artık sigarayı bırakıp

İçki içmeyecekmişim…

Oysa geri kalan günlerim çok az

Bir elin parmakları kadar,

Dünya bile eskisi gibi geniş değil

Bir avuç-içi gibi dar…

Ve… kendimi kadehlerde unutmaktan başka

Yapabileceğim hiçbir şey kalmadı,

Her gün ölümü bekliyorum

Ama çilem galiba daha dolmadı…

 

Bütün günlerim senden uzak

Ama senle dolu geçiyor!..

Gitarımla en sevdiğin melodileri çalıyorum

, O tatlı anılara

Gitarımla ağlıyorum…

 

Seni tanıdıktan sonra

Ölümü beklemek ne zor,ben bilirim.

Her gün parça parça ölüyorum.

Her gün dilim dilim..

 

Ve bir gün kulübeme gelenler

Beni yatağımda bulacaklar,

Ağzımda pıhtılaşan kanı görünce

Öldüğümü anlayacaklar…

 

Bir elimde senden kalan bir tutam saç

Bi elimde gitarım olacak,

Ve sırlarımın tek tanığı kulübem

Ardımdan son defa kapanacak…

 

Sana satırlarında ağladığım

Şiirlerimi bıraktım,

Resmini beraberim de götürmek için,

Göğsümün üstüne taktım…

 

Şayet bir gün yolun düşerse de

Bu kentten geçecek olursan

Yeşil tepedeki mezarıma gel

Seni bir kez göreyim…

Yanında çocukların olursa

Onlarıda getirmeyi unutma

Onları çocuklarım gibi seveyim.