Dün
Yine pırıl pırıldı İstanbul,
Gözlerin gibi…
Boğaz en güzel mavisini giymişti.
Kuytu kıyılarında, kim bilir dün
Kaç çift gizlice sevişti.
Pendik’te kızlar gene güzeldi.
İnan ki onlara kaçamak bakıyordum,
Belki sana bir benzeyen görürüm diye
İçimde bir ümit saklıyordum…
Önümdeki ağacın dibinde bir çift
Elele, göz göze sevişiyordu
Emindim, erkek gözleriyle
*Seni seviyorum diyordu.
Kızın gözleri koyu siyah
Saçları bukle bukleydi…
Kimbilir belki de mutluluktan
Kızın gözleri hareliydi…
Ordan uzaklaşırken, sessiz
İkisi de alabildiğine mutluydu,
Sadece sevmenin yetmezliğini
Henüz bilmiyorlardı,
İkisi de alabildiğine umutluydu...
Kartal’da bir kız bindi dolmuşa,
Bir şeye üzülmüş görünüyordu,
Dalgın bakışlarından belliydi
Bu kız fena seviyordu...
İçinden konuştuğuna emindim
Belki de sevgilisiyle kavgalıydı,
Kartal’da binen kızın yüreği
Alabildiğine dalgalıydı…
Vapurla Boğaz’ı geçerken
Gözlerin gözlerime geliverdi,
Ta derinden gülümsüyordun…
Saçların dalga dalga oluyordu
Uzat ellerini diyordun…
Sonra dalgalara gömülü verdin
Ardında upuzun bir iz bırakıp…
Tüm Boğaz’ı doldurup sessizce gittin
Ta içimde bir yeri derince yakıp…
Aşiyan’dan Boğaz’ı seyrettim uzun uzun
Kandilli karadan gülümsüyordu.
Yeşille mavi, elele vermiş
Bitmiyesiye sevişiyordu..
Boğaz Aşiyan’da bir başka güzel,
Ne var ki yanımda sen yoksun,
Oysa her şey ancak seninle güzel
Seninle dopdolu, anlıyor musun?..
Bu defa Boğaz aynı Boğaz
Ama ben, ben değildim.
Her yan bir tuhaf bir hoştu.
Ya ben kendimde değildim
Ya da dört yan sarhoştu…
Ne mehtap beni avutabildi
Ne Boğaz’ın tatlı sesi,
. Ne karşımdaki Sırıtan kız
Ne de genzime kaçan nefesi…
Yanımda sen yoksun ya
Ellerine dokunamıyorum ya
Vız gelir Tüm İSTANBUL
Vız gelir dünya…